Berat gecesini ibadetlerle ihya etmek, gündüzünde ise oruç tutmak müstehaptır. Beraat gecesi kılınan namazların, okunan Kur’anların, edilen dua ve zikirlerin, tevbe ve istiğfarların), gündüzünde tutulan oruçların fazileti çok büyüktür. Münzirî’nin naklettiğine göre: Peygamber Efendimiz bu geceyi ibadetle geçirmiş ve Allah'a şöyle dua etmiştir: "Azabından affına, gazabından rızana sığınır, senden yine sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamdetmekten âcizim. Sen seni senâ ettiğin gibi yücesin." Beyhakî’nin Hz. Ali’den rivayet ettiği uzun hadisin sonunda, Allah Rasulü: “Eğer kişi bu (Beraat) gün(ün)de oruçlu olursa, kendisine altmış sene geçmişten, altmış sene de gelecekten oruç (sevabı) verilir.” demiştir.
Yine Hz. Ali’den rivayetle, Allah Rasulü’nün hususan Şaban ayının orta gününde oruç tutulmasına dair şu emri vârid olmuştur: “Şaban’ın ortasındaki geceyi idrak ettiğiniz zaman (Berat gecesini) ibadetle ihya ediniz, o gecenin gündüzünde de oruç tutunuz. Allah Teala o gece güneş battıktan sonra dünya semasında rahmetiyle tecelli eder ve şöyle seslenir: ‘Yok mu benden af isteyen, onu affedeyim. Yok mu benden rızık isteyen, ona rızık vereyim. Yok mu bir musibete uğrayan, ona sıhhat ve afiyet vereyim. Yok mu şunu isteyen, yok mu bunu isteyen!’ der. Bu sesleniş tan yeri ağarıncaya, fecir atıncaya kadar bu şekilde devam eder.” buyurmuştur.
“Bu hadis Şa’bân ayının onbeşinci gecesinin, bu gecede namaz kılmanın, o gecenin gündüzünde oruç tutmanın faziletini ortaya koymaktadır. Bu gecenin gündüzünde oruç tutmak müstehaptır. Bu hadis aynı zamanda Allah Teala’nın dua eden, mağfiret dileyen ve tevbe eden kullarına olan rahmet ve ihsanlarının bolluğunu açıklıyor. Bu mübarek gece, hayır zamanlarından bir zamandır, bu gecede rahmet dalgalarını yayılır. Kul için evla olan Allah Tealanın rahmet dalgalarını dua, istiğfar ve günahlardan tevbe ile karşılamasıdır. Allah bizi razı olduğu işlere muvaffak kılsın.” Amin. Evet, akşam güneş batımından sabah tan yeri ağarana kadar bu gecenin bütün zaman dilimleri Allah’ın kullarına bütün makul isteklerini kabul etme ve karşılığını verme vakitleridir. Dolayısı ile bu gece bütünüyle uyanık olarak geçirilmeli, belki daha önce hazırlanan dua listeleri, istek maddeleri tek tek üzerinde durula durula dergâh-ı ilahîden talep edilmelidir. Bu geceden bile gaflet edenin, diğer gecelerdeki gafletinin kasveti ve zulmet kalınlığı hangi hesaba sığacaktır, bilinmez. Fırsatlar elden kaçmadan, ilahî imhâl bitmeden, ömrün vakt-i mîâdı dolmadan herhangi bir günde veya gecede, ve eğer idrak edilmişse muhakkak Berat gecesinde yeniden huzurullah’a avdet edilmeli, “Ben geldim, mücrim kulun geldi…” duyuşları içerisinde kapıyı çalmalıdır. Daha doğrusu dünya göğüne kadar tenezzül buyurmuş Hz. Rahman’a gönlünü tevcih edip zaten açık olan o rahmet kapısından içeri girerek merhamet ve şefkat nazarına mazhariyetle yunup paklanmalı, yeniden ilk doğduğu gün gibi tertemiz hale gelerek hayata günahlar açısından sıfırdan başlamalıdır. Başlamalı evet, fakat günahlara değil, günahsız hayata. Allah gönüllerimize uyanıklık versin, hüsn-ü âkıbet endişesi aşılasın…
Pekçok nafile oruçlara karşı tavır alışları ile ifrata giden bazıları Berat günü orucuna ve arkasındaki hadis-i şerife dil uzatmak istemişlerse de, buna muvaffak olamamışlardır. İbn Receb el-Hanbelî’nin de dediği gibi: “Şaban ayının orta günü (Berat günü) oruç tutmak katiyen yasaklanmış değildir; çünkü bilakis o (Berat günü), her ayda tutulması mendub olan eyyâb-ı bıyz (her ayın 13, 14, 15. günleri) cümlesindendir.” Dolayısıyla da o gün oruç tutmak her hâl ü kârda asgarî mendubtur, bazı ulemaya göre de müstehaptır.
Abdülkadir Geylani Hazretlerinin kaydettiğine göre: “Ulemadan birisi (Allah rahmet eylesin) ibadetle geçirilmesi müstehap olan geceleri eserinde bir araya toplamıştır. Bunların sırası ile ondört (onbeş) gece olduğunu belirtmiştir: 1. Muharrem ayının ilk gecesi. 2. Muharrem Ayının 10. gecesi (Aşure gecesi). 3. Receb ayının ilk gecesi. 4. Receb ayının ilk cuma gecesi[189]. 5. Receb ayının 27. gecesi (Miraç kandili). 6. Şaban ayının ortanca gecesi (Beraat kandili). 7. Arafe Gecesi (Zilhiccenin 9’u). 8-9. Ramazan ve Kurban bayramı geceleri. 10-15. Ramazan ayının son on günündeki beş tekli gece: 21, 23, 25, 27, 29’u.”
Ulema şu yedi günde dahi virdler okumayı, onlarda ibadete devamlı olmayı müstehap saymışlardır: 1. Arafe günü, 2. Aşura günü, 3. Şabanın onbeşinci günü (Berat), 4. Cuma günü, 5. Ramazan bayramı (Şevval’in 1.) günü, 6. Kurban Bayramı (Zilhiccenin 10.) günü, 7. Teşrik günleri (Kurbanın 2, 3 ve 4. günleri).”
Abdülkadir Geylânî Hazretleri kaydetmiştir: “Anlatıldığına göre, Hz. Ali (ra), senenin dört gecesinde kendisini ibadete verirdi ki o geceler şunlardı: 1. Receb ayının ilk gecesi, 2. Ramazan bayramı gecesi, 3. Kurban bayramı gecesi, 4. Şabanın orta gecesi (Berat gecesi).”
Berat günü oruç tutamayanlar kazasını yaparlar. Berat günü oruç tutmak mendup yahut müstehap görülmüştür. Öyle bir nafile ki, kazası bire bir değil, bire iki olarak eda edilmesi emredilmiştir. Şöyle ki: Buhari ve Müslim’in ittifakla kaydettiklerine göre, İmrân b. Husayn’dan rivayet edilmiştir ki: Nebiy-yi Ekrem (sas) bir kimseye hitaben: “Sen bu Şaban ayının sürresinde (ortasında) bir oruç tuttun mu?” diye sordu. O zat: “Hayır, tutmadım” deyince, Rasulullah: “O halde Ramazan ayı bitip iftar etmeye başladığında (yani Ramazan bayramı sonrası) o tutmadığın oruç yerine iki gün oruç tut” buyurdu. Bilindiği üzere kaza, farz namazlarda olur; ya da başlanılmış iken bozulan nafile oruçların vacibe dönüşmesi neticesi yapılır. Fakat mezkur hadiste Efendimiz (sas), adeta farz orucu gibi Berat günü orucunu üstelik de iki gün kaza etmeyi salık vermektedirler ki, bu o gün oruç tutmanın kıymet ve vâridatını göstermeye kâfi ve vâfi bir senet olmaktadır. Genel bir kaideyi burada da peşinen hatırlamakta yarar var: Eğer Berat günü cumaya tevafuk eder ise, yalnızca Cuma günü oruç tutmanın mekruh olması itibariyle, ya Perşembe, ya da Cumartesi ile birlikte iki gün halinde tutulması daha münasip düşecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder