6 Mayıs 2013 Pazartesi

Şefaat Hakkının Tamamı Berat Gecesi Verildi


Beraat gecesi, Rasul-i Ekrem’e şefaat hakkının tamamı (şefaat-ı tamme) verilmiştir. Şöyle ki: Rasulullah (sas) Şaban’ın 13. Gecesi Allah’tan ümmetine şefaat etme hakkı istemiş, bu hakkın üçte biri verilmiş; 14. Gecesi yine istemiş, üçte biri daha verilmiş; 15. Gecesi (Berat gecesi) tekrar istemiş ve bu gece şefaatin tamamı kendisine verilmiştir.
Ne var ki devenin kaçması gibi Allah’tan kaçanlar bu şefaatten mahrum kalacaklardır. Evet: “Peygamber Efendimiz (sas), ümmetine şefaat için Cenab-ı Hakk'a üç gece peşpeşe yalvarmış ve kendisine üç parça halinde "Şefaat-ı Tâmme" verilmiştir. Buna şefaat-i uzmâ da denilmiştir. “Şefaatin Tamamı, Büyük Şefaat” demektir. Bu yetki ile ümmetinden büyük günah işlemiş olanlara el uzatacak, huzur-u ilahide şefaat edip, onların Cehhennem’den kurtulup Cennet’e girmelerine “vesile” olacaktır. Nitekim beş vakit ezan-ı Muhammedî sonrası okunan dualarda da mü’minler: “Allahım, Hz. Muhammed’e el-Vesile’yi ver” diye dua etmektedirler. Ümmetine muhabbet, şefkat ve merhameti şiddetli olan, ayetteki ifadesiyle “harîs”, yani ümmetine pek düşkün bulunan; onların ümmetinin acılarıyla ağlayan, sevinçleriyle sevinen o mübarek Peygamber ellerini açmış, adeta "Yok mu şefaatimden istifade etmek isteyen?" derken, bu cömert davete "Hayır" demek mümkün mü? Kullar böyle rıza-i ilahi fakiri, salih amel fakiri, sevap fakiri iken... Bir İslam aliminin benzetmesiyle: ‘Bu şefaatten mahrum olanlar: Cenab-ı Hakk'ın rahmetinden, devenin ürküp kaçtığı gibi kaçanlar olabilir ancak.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder